Kaçamadığımız

Bazen çok sıkılır ve herşeyden kaçmak isterim. Oysaki sıkıldığım ben ve kaçmaya çalıştığım yine ben. Sonucunda da kaçamayacağım tek şey yine BEN..


13 Ağustos 2010 Cuma

SİZ NEYİ BÜYÜTÜYORSUNUZ?

Yaşam ya büyük bir maceradır ya da hiçbir şey.
Helen Keller

Çocukluğumuzdan itibaren herkesin küçük büyük planları, bir yaşam amacı vardır. bu yolda canını tehlikeye atan, idealleri için hayatı yok sayan ve cesaretini asla kırmayan insanlar. Diğer taraftan da her şeyi kader olarak nitelendiren ve başkaldırmaya, kendi doğrularını söylemeye çekinen insanlar.
Herkes iyi yaşamak, hayatın bize verdiği nimetleri görmek ve mutlu olmak ister. Ama kimilerimiz için para sadece araç iken bazıları için amaç haline gelmiştir. Yaşadığımız dünyaya neler yaptık şöyle bir bakalım. Çocukluğumdan bu yana dünyada güzelleşen pek bir şey yok. Yitirilen değerler, dostluklar, çevre kirliliği, orman yangınları, rüşvet vermeler, her geçen gün trendi yükselen trafik kazaları, cinayetler, hırsızlıklar, eğitimsizlik, çarpık kentleşme, doğayı katletme. Daha onlarcası listeye dahil edilebilir. Neden böyleyiz, neden her şeyi hızla tüketiyoruz, neden kendimize, ailemize, çocuklarımıza, evimize, çevremize, şehrimize sahip çıkamıyoruz? Neden insanlar sorumluluklarından kaçıyor ve günlük bir yaşamda kaygısız zamanlar geçirme peşinde koşuyor? Peki ya vicdanımız? Her gece yastığa başınızı koyduğunuzda rahatça uyuyabiliyor musunuz? Eğitim kurumlarımızın, devletin, belediyelerin ve sivil toplum örgütlerinin çabaları nerelere gidiyor? Tek bildiğim şey giderek duyarsız bir toplum haline geldiğimiz.
Bana göre hayattaki en önemli amaç, insan olduğumuzu unutmayarak üretmek, çalışmak, paylaşmak, yarınlarımıza devredebileceğimiz bir dünya olmalı. Televizyonlardaki magazin programlarıyla eğlence yerlerinde sabahlayarak ve her fırsatta tatile çıkmak amacıyla yaşanılan bir dünya insanı ne kadar avutabilir ki. En önemli değerimiz sağlığımız, gururumuz ve erdemlilik olmalı. Bir Türk vatandaşı olarak başta kendi haklarımıza sonrada ailemize, yakınlarımıza, çevremize sahip çıkmalıyız.
Düşünsenize bir, şu yazdıklarımı okuyabiliyorsunuz çünkü oturabiliyor, parmaklarınızla klavyeye dokunabiliyor ve gözlerinizle irdeleyebiliyorsunuz. Aklınız yerindeki bu sayfaya ulaşabildiniz. Sabahları kalktığınızda tüm uzuvlarınızı hissedebiliyor ve rahatça yatağınızdan kalkabiliyorsanız, o günün en mutlu insanı olmanız gerekir. Çeşitli bahanelerle hayatı kendinize zindan etmenize hiç gerek yok.
Yaşamın bir anlamı olsun istiyorsak o maceranın içeriğini iyi anlamalıyız. Herkese erdemli yaşamlar(2002 Arşivden).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder